REVEIL

Uyanıyorsun. Kafan karışmış. Başın ağrıyor. Her şey gerçeküstü görünse de tanıdık geliyor. Eşin Martha da kızın Dorie de etrafta görünmüyor. Neden ki? Sorularına cevap ararken çevreni ve parça parça anılarını keşfediyorsun. Çıktığın bu yolculukta arkası kesilmeyen bilmecelerle karşılaşıyorsun. Olup biteni anlama arzusuyla yoluna devam ediyorsun. Dün gece ne oldu? Sirkte sahne işçisi olarak geçirdiğin günler dışında neden aklına başka hiçbir şey gelmiyor? İşler gittikçe çığırından çıkıyor. Gerçeklik, hafıza ve hayal gücü arasındaki çizgiler gittikçe daha da bulanıklaşıyor. Sonra fark ediyorsun ki buradan geri dönüş yok. Bu hikâyeyi sona erdirmek için elinden geleni yapman gerekiyor. Bedeli ne olursa olsun... Güvende olduğun hissini yakalamak zor. Daha bitmedi. ORTAM REVEIL'da oyuncular, ayrıntılara özen gösterilerek hazırlanan bir dünyaya kendini kaptıracak. Bu dünyada gerçeklik ve illüzyon arasındaki sınırlar bulanıklaşıyor. Oyun, 60'lardaki bir sirkten ilham alınarak hazırlanan gerçekçi bir ortamda geçiyor. Bu ortam çok geçmeden gerçeküstü özellikler kazanıyor. Walter Thompson'ın psişesine ve geçmişine göz at: İlerledikçe izlenimlerin daha karanlık, daha gizemli ve daha anlaşılmaz hâle geliyor. Aldatıcı izlenimlerin, parça parça anıların ve gizemli görüntülerin girdabına kendini kaptırdığında daha da derine gitmekten başka çaren yok. İçinde bulunduğun kafa karıştırıcı durumu çözmeye dair umudun var, gerçi umudun da yavaş yavaş tükeniyor. Martha'yı ve Dorie'yi bulma isteğin seni ayakta tutan tek şey. Eşinin ve çocuğunun bıraktığı ipuçlarını gözden kaçırma. Gözlerini fal taşı gibi aç, bu sırada da aklını yitirmemeye çalış.